Pages

17 Mart 2011 Perşembe

Mustafa İslamoğlu'na Cevap -2-




Sayın Mustafa İslamoğlu, yazısında, maddenin mutlak olduğuna inanmanın imanın bir esası olduğunu iddia etmiştir. Kendisine hatırlatmak isteriz ki maddenin mutlak olduğuna inanmak, imanın bir esası değildir, olamaz da.

İmanın esasları Kuran-ı Kerim'de açıkça belirtilmiştir. Kuran-ı Kerim'de maddenin mutlak olduğuna iman etmeyi emreden hiç bir ayet yoktur. İslam tarihinde maddenin varlığına inanmanın imanın bir esası olduğunu söyleyen tek bir alim bile çıkmamıştır.

Maddenin mutlak olduğuna inanmak, materyalizmdir. Materyalizm ise Kuran-ı Kerim'in bir esası değil, "Kuran-ı Kerim'in inkarı"dır. O nedenle, biz Sayın Mustafa İslamoğlu'nun "maddeye inanmak imanın esasıdır" derken, dikkatsizlik sonucu bu ifadeyi kullandığına inanıyoruz.

Maddeyi ve insanı "mutlak varlık" kabul edenler, Allah'ı (Allah'ı tenzih ederiz) hayal olarak görenler Kuran dışı bir inanca sahiptirler.

Mustafa İslamoğlu, "itirazım, bir yanda Allah'ı mahlukatla açıklamaya kalkarken, öte yanda onun varlık delili olarak sunduğu Varlık Alemi'ni yok farzetme çelişkisinedir" demektedir. Oysa "madde bir algılar bütünüdür" demek, "madde yoktur" demek değildir. Maddesel evren vardır, ama sadece bir algılar bütünü olarak vardır. Tıpkı rüyalarımız gibi, vehim ve hayal mertebesinde vardır. Sayın İslamoğlu,"maddesel dünya bir algılar bütününden ibarettir" ifadesini, "hiç bir şey yoktur" şeklinde anlayarak yanılgıya düşmektedir.

Maddenin vehim ve hayal mertebesinde var olması Allah'ın varlığının çok kesin bir delilidir. Çünkü (tıpkı bir görüntü gibi) vehim ve hayal mertebesinde olan bir varlık, kendi kendine meydana gelemeyeceğine göre, bunu var eden bir Yaratıcı'nın olduğunu gösterir. Dolayısıyla, maddi evrenin bir "görüntü" olduğu gerçeği, Allah'ın varlığının ve birliğinin kesin kanıtıdır. O nedenle, "maddenin görüntü olması" ile "varlıkların Allah'a delil teşkil etmesi" arasında hiç bir çelişki yoktur, aksine "tartışılmaz mantık bağı" vardır.